Kastamonu’da şehir stresinden ve teknolojiden uzaklaşan
doğasever, her şeyden uzak doğada yaşam sürmeye başladı. Doğaya atılan çöpleri
toplayan doğasever, şehir stresinden ve teknolojiden uzak doğada yaşam
sürdürdüğü için hem keyif aldığını hem de huzur bulduğunu söyledi.
Kastamonu’da bir sunta fabrikasında kepçe operatörü olarak
görev yapan ve "Keyif Avcısı" olarak bilinen Ferhat Salur, şehir
stresinden ve teknolojiden uzak bir şekilde doğada yaşam sürüyor. Çalışma
saatlerinin dışında 'off-road' aracı ile ormanların yolunu tutan Salur,
haftanın yaklaşık 6 günü doğada, teknolojiden uzak bir şekilde yaşıyor. Doğada
çektiği videoları sosyal medya üzerinden paylaşması ile ünü tüm Türkiye’de
yayılan doğasever Ferhat Salur, birçok şehirden gelen vatandaşlar kendisini
doğada ziyaret ediyor. Yaptıklarıyla şehrin fahri 'turizm elçisi' olan Ferhat
Salur, kanyonlar, şelaleler, ormanlar gibi şehrin tarihi ve turistik yerlerinin
tanıtımını da yaparak, Kastamonu’nun tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Gittiği
her yerde, özellikle de doğada bırakılan çöpleri toplayan Salur, doğanın
korunması için de büyük çaba sarf ediyor. Ormanlık alandan topladığı mantarları
pişirerek yiyen Salur, hiçbir şeye ihtiyaç duymadan doğada yaşam sürdürdüğünü
ve bundan dolayı da büyük keyif ve huzur bulduğunu kaydetti.
“Günümün büyük çoğunluğunu doğada geçiriyorum”
Gününün büyük çoğunluğunu doğada geçirdiğini söyleyen Keyif
Avcısı Ferhat Salur, “Günümün büyük çoğunluğunu doğada geçiriyorum hatta
tamamını diyebilirim. Mümkün olduğunca doğada kalıyorum. Ama doğadan ayrılırken
de hiçbir zaman çöpümüzü doğada bırakmıyoruz. Çıkan çöpleri de poşete
biriktirerek yanımda götürüyorum. Ama maalesef her gittiğimiz yerde özellikle
insanların piknik yaptıkları alanda bol bol çöp görüyoruz. Bunları tabii ki
bizleri üzüyor. Poşetleyip doğaya bırakmakta çöp toplamak değildir.
Topladığımız çöpleri araçlarımıza alıp şehirde çöp konteynerlerine atmak
zorundayız. Doğadaki plastik, naylon gibi malzemeler ne yazık ki kaybolmuyor,
bu da doğaya zarar veriyor. Mümkün olduğunda bu yüzden doğada çöp bırakmamaya
gayret ediyorum. Ben, her gittiğim yerde kendi çöpüm dahi olmasa o bölgedeki
çöpleri toplayıp şehre indiriyorum ve orada çöp konteynırına atıyorum. Bu
konuya biraz dikkat edilmesi gerekiyor. Bazen benim aracım off-road aracı
olmaktan çıkıyor, çöp aracına dönüşüyor. Çünkü bütün çöpleri bilinçsizce
atıyorlar. O yüzden doğada gezenlerden, piknikçilerden ricamız doğada
bulunduğunuz sürede hiçbir şekilde plastik madde, poşet başta olmak üzere
hiçbir çöpünüzü bırakmayın. Tabii ki yaban hayatı için doğaya yiyecek
bırakabiliyoruz. Onun haricinde kesinlikle sizlerden ricamız doğada çöp
bırakmanızı istemiyoruz” dedi.
“Çöpümüzü toplasak dahi doğada bırakmayalım, aracımıza alıp
yanımızda götürelim”
Doğada bırakılan çöplerin hem doğaya hem de yaban hayatına
zarar verdiğini belirten Salur, “Özellikle çöpümüzü toplayıp doğada bırakmak
değil, asıl önemli olan doğada çöp bırakmamak. Topladığımız çöpleri yanımızda
götürerek çöp konteynırına atmamız gerekiyor. Çünkü köpekler ya da başka hayvanlar,
burada poşetlere topladığımız çöpleri dağıtıyor, kendisine yiyecek arıyor. Bu
yüzden önemli olan doğaya çöp bırakmamak” diye konuştu.
“Bugün yaylaya mantar bakmaya geldim”
Bu yıl yağışların fazla olduğunu ve doğada bol miktarda
mantar bulunabildiğini söyleyen Salur, “Yağışlar sebebi ile mantar bollaştı.
Bizde mantar bakmaya geldik bugün. Fazlasıyla mantar var. Mantarlarımızı
kopararak değil, keserek alıyoruz. Çünkü orada kalsın ki seneye tohum aynı
bölgede yetişsin. Biz, bu yüzden ona dikkat ediyoruz. Özellikle bıçak ile
kesiyoruz ve tohumunu ormanda bırakıyoruz” şeklinde konuştu.
“İmkanlar ölçüsünde kış ayında yaban hayatı için doğaya yem
bırakıyoruz”
Yaban hayatı için doğaya özellikle kış aylarında yem
bıraktıklarını anlatan Keyif Avcısı Ferhat Salur, “Özellikle yüksek kesimlere
çok fazla kar yağdığı için biz, ulaşım sağlanamayan yerlere yem, ekmek gibi
yaban hayati için yiyecek bırakıyoruz. Her yıl bunu artık adet edindik ve her
yıl kış ayında yaban hayatı için elimizden geldiğince, araçlarımızın çıkabildiği
yere kadar belirli alanlara yiyecek bırakıyoruz. Yaban hayatına yiyecek
bırakıyoruz, çünkü şehre yakın yerleşim alanlarına yaban hayatının yiyecek
aramaması için, buralara inmemesi için yiyecek bırakıyoruz. Yaban hayatı, kendi
doğal yaşamında kalarak kendisi burada beslensin istiyoruz. Elimizden
geldiğince bütün hayvanlara yem bırakıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Şehirden uzak bir hayat yaşıyorum”
Şehirden uzak doğada bir hayat sürdürdüğünü vurgulayan
Salur, şöyle konuştu:
“Ben, çalışıyorum normalde, gitmem gereken bir işim var.
Vardiyalı çalışıyorum, işten çıkar çıkmaz eve bile uğramadan doğaya kaçıyorum.
Buralar bana huzur veriyor, keyif alıyorum. Doğada yaşıyorum, teknolojiden uzak
kalmaya çalışıyorum. Doğal bir yaşam sürdürmeye çalışıyorum. Benim hayalim bu.
Ben de bu hayalimi gerçekleştirmeye çalıştım hayatım boyunca. Bunu başardığıma
da inanıyorum. Haftanın 5-6 günü doğada bulunuyorum. Ormandan mantar
topluyorum, topladığım mantarı doğaya hiçbir şekilde zarar vermeden yaktığım
ateşte pişirip yiyorum. Şehirden uzak bir hayat yaşıyorum ben. Doğada
kaldığımız sürece başımızın çaresine bakabiliyoruz. Bunun eğitimine almadık ama
küçük yaştan beri ormanda büyüdüğüm için hep çocukluğumuz doğada geçti.
Çalıştığımız sırada bile hep orman arazilerinde çalıştım. Şu an için doğada
kendi başıma yaşayabiliyorum.”
“Kastamonu’yu tanıtmak için her türlü zahmete katlanıyorum”
“TV program yapımcıları, belgesel yapımcıları, doğaseverler özellikle bu arkadaşları misafir ediyoruz Kastamonu’da. Coğrafyası ile kendisini kanıtlamış bir şehir Kastamonu. Kanyonlarıyla, şelalesiyle, sahiliyle, ormanıyla Kastamonu gözde şehirlerin başında geliyor. Bizlerde elimizden geldiğince şehrimize gelen misafirleri, bu güzelliklerimizi tanıtıp onları gezdirmek ve rehberlik yapmak için bizler bu işe gönül verdik. Gönülle olarak her türlü maddi veya manevi zahmetine de bu işin katlanıyoruz. Ben, hayatımın büyük çoğunluğunu doğada geçiriyorum. Bu işe gönül veren arkadaşlarımla birlikte yürümeye çalışıyorum. Seviyorum doğayı, keyif alıyorum, ayrıca huzurda buluyorum.”