KARACA;
"TÜM ÇALIŞANLARIN MAAŞLARI YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNE ÇIKARILMASINA
İLİŞKİN DÜZENLEMELER ACİLEN YAPILMALI"
Hürriyetçi Eğitim-Sen Kastamonu İl Temsilcisi Murat Karaca yaptığı
açıklamasında; "Ülkemizde son bir yıl içerisinde, iktidarın ekonomi
politikalarından kaynaklı fiyat dalgalanmaları ve ekonomik hareketler yüzde 170
oranında zamlara sebep olmuş, alım gücü oldukça düşmüş, memurlar hızla
fakirleşmiştir. Memurun artık ülkenin alt gelir grubuna dahil olduğunu Hazine
ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de bizzat kabul etmiş ve 'Asgari ücretliye de,
memura da, emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya
vermek bereket getirir' cümlesini gözlerimizin içine bakarak, bizlere acıyarak
söylemiştir. Maalesef, Bakan Nebati'nin, kamu çalışanlarının ekonomik çıkmazda
olduğunu itiraf eden bu söylemleri doğrudur. Ülkedeki gerçek enflasyonla kamu
çalışanlarının alım gücünün ne kadar düştüğü açıktır. İnsan onuruna yaraşır bir
hayat sürmek için çalışanların yeterli ücreti alarak çalışmaları bir haktır ve
ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir
kamu çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm
çalışanların maaşlarının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasına ilişkin
düzenlemeler acilen yapılmalıdır. 2022 yılında asgari ücret ve kamu
çalışanlarına yapılan zamlarla memurların maaşları ile asgari ücretli maaşları
eşitlenmiştir. Açlık sınırına yakın bir gelire sahip olan memurların,
maaşlarına yoksulluk sınırının üzerinde zam yapılması zorunluluktur. Günlük
gelen piyasa zamları ortada iken 2023 yılı Ocak ayı için memur aylıklarına
toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 8 ve TÜİK'in açıkladığı enflasyona göre
enflasyon farkı kadar artış yapılması memurların alım gücüne katkı sunmaz. Bu
nedenle insanî bir zam oranı mecburidir. En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının
üzerine çıkarılmalıdır" ifadelerine yer verdi.
" TÜM
KAMU ÇALIŞANLARINA 3600 EK GÖSTERGE DÜZENLEMESİ MUHAKKAK YAPILMALIDIR"
Memurların gelir vergisi kıskacında olduğunu da dile getiren Şube
Başkanı Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Memur maaşlarındaki gelir vergisi yüzde 15'e sabitlenmelidir.
Zaten açlık sınırında maaş alan kamu çalışanının yüzde 27 oranında gelir
vergisi ödemesi kaşıkla verilen zammın vergi kepçesiyle geri alınmasıdır. İşveren,
patronlara her türlü vergi affi ve indirimini uygularken, ülkenin vergi yükünün
memurun sırtına bindirilmesini kabul etmiyoruz ve uyarıyoruz vergi dilimi
adaletsizliğine derhal son verilmelidir. İşveren, komediye dönen 3600 ek
gösterge düzenlemesini öncelikli olarak gözden geçirmelidir. İşveren, sarı
sendikalarla yüzde 2 sendikal baraj garabetine harcadığı zamandan daha
fazlasını kamu çalışanlarının problemlerine ayırmalıdır. İşveren ve sarı
sendikaların önceliği siyaseti dizayn etmek ve kendileri dışındaki sendikalara
hile kurgulamak değildir. 1. dereceden emekli olabilecek tüm kamu çalışanlarına
3600 ek gösterge düzenlemesi muhakkak yapılmalıdır. Sosyal devlet ilkesi
gereği, tüm çalışanlara giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı;
aile yardımı ve bir paket çocuk bezi dahi alınamayan çocuk yardımı tutarları
iyileştirilmelidir."
"GÖRÜNEN
KÖY KILAVUZ İSTEMEZ"
TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerinin gerçeği
yansıtmadığını vurgulayan Karaca; "Görünen köy kılavuz istemez. TÜİK'in
açıkladığı enflasyonla çarşıda pazardaki enflasyonun yakından uzaktan alakası
yoktur. Altı ayda bir yapılan zam ve enflasyon farkı ödemeleri daha birinci
ayında erimektedir. Bu nedenle enflasyon farkı, çalışanlara aylık olarak
ödenmelidir. Eğitim çalışanlarının bir yıldır bizim söylemekten usandığımız,
gayet açık olan talepleri bir an önce hayata geçirilmelidir. Bir kez daha
hatırlatırız ki; Yoksulluk sınırı üzerinde maaş tüm kamu çalışanlarının
hakkıdır. Ek ders ücretleri 2023 yılı ocak ayında yüzde 100 oranında
artırılmalıdır. Ayrıca ders saatleri dışında yapılan her türlü kurs için ödenen
ücretler de iki katına çıkarılmalıdır. Destekleme ve yetiştirme kursları tüm
branşlarda ve tüm okul türlerinde açılmalıdır. Eşit işe eşit ücret sadece lafta
bir icraat ve söylem olmaktan kurtarılmalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu bir an
önce TBMM gündemine alınmalı ve mesleğimiz olan öğretmenliğin onuruna yakışır
düzenlemeler yapılmalıdır. Kariyer Basamakları Sınavı'ndan vazgeçilerek tüm
öğretmenleri kapsayan kıdeme göre yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Kariyer
Basamakları Sınavı sadece on yılını doldurmuş öğretmenler için küçük bir artışı
sağlamıştır. Mesleğinin ilk dokuz yılında olan öğretmenler sefalete mahkûm
edilmiştir. Şube müdürleri ve müfettişlerin ekonomik kayıpları kariyer
basamakları uygulaması ile daha da vahim bir hâl almıştır. Acilen gerekli
iyileştirme yapılmalıdır. Görevde yükseldikçe ekonomik kazanımların düşmesinin
dünyada başka örneği yoktur. Günün büyük bölümünü evinden ve çocuklarından
uzak, eğitim kurumlarında geçiren yöneticilerin ek ders ücretleri tatmin edici
miktarda artırılmalıdır. Eğitim öğretime hazırlık ödeneği bir maaş tutarında,
her yıl Eylül ayında ve tüm eğitim çalışanlarına eşit olarak ödenmelidir.
Görevli personelin yol ve yemek parasını dahi karşılamayan sınav ücretleri
artırılmalıdır. Özellikle MTSK sınavları için son ay yapılan zam gözden
geçirilmeli ve en az yüzde 100 zam yapılmalıdır. Yardımcı Hizmetler Sınıfı
(YHS) kadrosundaki çalışanların köhneleşmiş problemleri gündeme alınarak,
kadrolarının Genel İdari Hizmetler (GIH) sınıfına aktarılması sağlanmalıdır.
10. Yüksek Öğretim Kanunu'nun yeniden gündeme alınarak günümüz hayat şartlarına
uyumlu hale getirilebilmesi amacıyla gereken yasal düzenlemelerin bir an önce
yapılması ve üniversite personellerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi
gerekmektedir. Üniversite tazminatı ve üniversite eğitim-öğretim tazminatından
tüm üniversite çalışanları faydalandırılmalıdır. Üniversitelerde idari
personeller için tahsis edilmiş kadrolara hülle yoluyla yapılan atamalara son
verilmelidir. Hürriyetçi Eğitim-Sen olarak; yeni vaatlerden ziyade, ekonomik
haklarımızın korunmasını ve kayıplarımızın telafi edilmesini istiyoruz.
İşverenimiz olan devletin; adil olduğunu, işçisi ve memuruna eşit değer verdiğini
düşünüyor ve ayrım yapmayacağına inanıp, memurları açlık sınırındaki bir maaş
ve gelire mahkûm etmeyeceğini ümit ediyoruz. Bu taleplerimizin yerine
getirilmesi için, Hürriyetçi Eğitim Sen kamu çalışanlarının içine düşürüldüğü
'asgari sefalete azami isyan' dönemini başlatmıştır. Hakkımız olan maaşın
verildiği zamana kadar mücadeleye devam edeceğiz. 27-30 Aralık tarihleri
arasında tüm illerde meydanlardayız. Kamu çalışanlarına sunulan haklar, dünya
standartlarına ulaştırılıncaya kadar mücadeleye ve iş bırakma dahil her türlü
meşru eylemi yapmaya kararlıyız. Haklıyız, durmayacağız, vazgeçmeyeceğiz”
dedi.