TÜİK’ten
yapılan açıklamada; “Ülkemizde, NKS, 2021 kapsamında üretilmesi gereken yerleşim
yeri düzeyinde nüfus büyüklüğü, yaş ve cinsiyet yapısı, medeni durum, eğitim
durumu, göç, vatandaşlık ülkesi, doğum yeri, hanehalkı tipi ve yapısına ilişkin
bilgiler, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nden (ADNKS) her yıl düzenli olarak
üretilmektedir. Bu doğrultuda NKS, 2021, referans tarihi 31 Aralık 2021 olan
ADNKS ile aynı referans tarihine sahip olup NKS, 2021'in temel sonuçlarını
ADNKS verileri oluşturmaktadır. İşgücü göstergeleri, Hanehalkı İşgücü
Araştırması (HİA) verilerinin ADNKS'den gelen nüfus büyüklüğü ve demografik
özellikler dikkate alınarak ve kurumsal nüfus dahil edilerek yeniden
hesaplanmasıyla elde edilmiştir. Kurumsal nüfusun işgücü durumu idari kayıtlar
temel alınarak belirlenmiştir. Diğer yandan, bina ve konut niteliklerine
ilişkin bilgi üretmeye yeterli idari kayıt olmaması nedeniyle bu alandaki bilgi
eksikliğini gidermek için TÜİK tarafından Ekim 2021 ile Nisan 2022 tarihleri
arasında "Bina ve Konut Nitelikleri Araştırması (BKNA), 2021"
gerçekleştirilmiştir. Söz konusu çalışmanın örneklem yapısı, il düzeyinde
tahmin üretecek ve ADNKS ile ilişkilendirilebilecek bir şekilde tasarlanmıştır”
denildi.
TÜRKİYE
NÜFUSU 84 MİLYON 680 BİN 273 KİŞİ OLDU
Cumhuriyetin
ilk yıllarında yapılan 1927 yılı genel nüfus sayımı sonucuna göre, 13 milyon 648
bin 270 kişi olan Türkiye nüfusu, yıllar içinde sürekli artma eğilimi
göstererek 2021 yılında 84 milyon 680 bin 273 kişiye ulaştı.
Cinsiyete
göre nüfusun dağılımına bakıldığında, Cumhuriyetin ilk yıllarında önceki savaş
döneminin de etkisiyle kadın nüfus erkek nüfustan fazla iken yıllar içinde
kadın ve erkek nüfus hemen hemen eşit büyüklüğe ulaştı. Erkek nüfus 1927'de 6
milyon 563 bin 879 kişi iken 2021 yılında 42 milyon 428 bin 101 kişi oldu.
Kadın nüfus ise 1927'de 7 milyon 84 bin 391 kişi iken 2021 yılında 42 milyon
252 bin 172 kişi oldu.
Türkiye'nin
nüfus artış hızı yıllara göre incelendiğinde, 1935 yılında binde 21,1 olan
yıllık nüfus artış hızının 2021 yılında binde 12,7 olduğu görüldü.
TÜRKİYE
NÜFUSUNUN YAŞ YAPISI DEĞİŞTİ
Türkiye'nin
1935, 1960, 2000 ve 2021 yılı nüfus piramitleri incelendiğinde, sağlık alanında
kaydedilen gelişmelere, yaşam standardının ve refah düzeyinin artmasına bağlı
olarak doğurganlık ve ölümlülük hızlarının azalması ve doğuşta beklenen yaşam
süresinin artması ile nüfusun yaş yapısının şekil değiştirdiği görülüyor. Bu
duruma bağlı olarak yaşlı nüfus artmış, ortanca yaş yükselmiş, çocuk ve
gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azaldı. Türkiye, oransal olarak yaşlı
nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da,
yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazla.
TÜRKİYE
NÜFUSUNUN ORTANCA YAŞI YÜKSELDİ
Nüfusun
yaş yapısının değerlendirilmesinde kullanılan önemli göstergelerden biri olan
ortanca yaş, Türkiye'de 1935 yılında 21,2 iken 2021 yılında 33,1 oldu. Cinsiyete
göre incelendiğinde, 1935'te erkeklerde 19,1 olan ortanca yaşın 2021'de 32,4'e,
kadınlarda ise 1935'te 23,4 iken 2021'de 33,8'e yükseldiği görüldü.
ÇALIŞMA
ÇAĞINDAKİ NÜFUSUN ORANI YÜZDE 67,9'A YÜKSELDİ
Ülkemizde
1935 yılında yüzde 54,7 olan çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş
grubundaki nüfusun oranı, yıllar içinde artarak 2021 yılında yüzde 67,9'a
ulaştı. Diğer yandan çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki
nüfusun oranı 1935'te yüzde 41,4 iken yıllar içinde azalma eğilimi göstererek
2021 yılında yüzde 22,4'e düştü. Yaşlı nüfus olarak tanımlanan 65 ve daha
yukarı yaştaki nüfusun oranı ise 1935'te yüzde 3,9 iken 2021 yılında yüzde 9,7'ye
yükseldi.
HİÇ
EVLENMEYENLERİN ORANININ ERKEKLERDE DAHA YÜKSEK OLDUĞU GÖRÜLDÜ
Ülkemizde
yıllara ve cinsiyete göre medeni durumun dağılımı incelendiğinde, erkeklerde
hiç evlenmeyenlerin oranının kadınlara göre daha yüksek olduğu, kadınlarda ise
eşi ölenlerin ve boşananların oranının erkeklerden daha fazla olduğu görüldü.
Diğer yandan büyük çoğunluğu oluşturan evlilerin oranının yıllara göre her iki
cinsiyette de birbirine yakın oranlarda olduğu görüldü.
OKUMA
YAZMA BİLMEYENLERİN ORANI KADINLARDA YÜZDE 4,2'YE DÜŞTÜ
Türkiye'de
okuma yazma bilmeyenlerin oranı 1935 yılında yüzde 80,8 iken bu oran yıllar
içinde sürekli düşme eğilimi göstererek 2021 yılında yüzde 2,5'e düştü.
Cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerde okuma yazma bilmeyenlerin oranı
1935'te yüzde 70,7 iken 2021'de yüzde 0,8'e, kadınlarda ise 1935'te yüzde 90,2
iken 2021'de yüzde 4,2'ye geriledi.
YÜKSEKÖĞRETİM
MEZUNLARININ ORANI YÜZDE 17,6 OLDU
Türkiye'de
1970 yılında ilkokul mezunu olanların oranı yüzde 28,8 iken 2021 yılında yüzde 22,5
oldu. İlköğretim, ortaokul veya dengi okul mezunlarının oranı 1970'te yüzde 3,6
iken 2021'de bu oran yüzde 25'e yükseldi. Lise veya dengi okul mezunu olanların
oranı 1970'te yüzde 2,6 iken, 2021'de yüzde 22,4 oldu. Diğer yandan
yükseköğretim mezunu olanların oranı 1970'te yüzde 1 iken 2021'de bu oran yüzde
17,6'ya ulaştı.
ERKEKLERDE
YÜKSEKÖĞRETİM MEZUNLARININ ORANI KADINLARDAN DAHA FAZLA OLDU
Türkiye'de
bitirilen eğitim durumu yıllara ve cinsiyete göre incelendiğinde, 1970 yılında
erkeklerde yüzde 36,5 ile ve kadınlarda ise yüzde 20,9 ile ilkokul mezunlarının
oranının daha fazla olduğu görüldü. Diğer yandan 2021 yılında erkeklerde yüzde 27,4
ile ilköğretim, ortaokul veya dengi okul mezunlarının oranının daha yüksek
olduğu görülürken kadınlarda ise yüzde 25,6 ile ilkokul mezunlarının oranının
daha fazla olduğu görüldü.
Ülkemizde
yıllara ve cinsiyete göre yükseköğretim mezunlarının dağılımına bakıldığında,
1970 yılında erkeklerde yüzde 1,3 olan yükseköğretim mezunları oranının
kadınlarda yüzde 0,6 olduğu görüldü. Diğer yandan 2021 yılında yükseköğretim
mezunlarının oranı her iki cinsiyette de artış göstererek erkeklerde yüzde 18,5,
kadınlarda ise yüzde 16,7 oldu.
2
MİLYON 777 BİN 797 KİŞİ İLLER ARASINDA GÖÇ ETTİ
Ülkemizde
2007-2008 döneminde yüzde 3,18 olan iller arası göç eden nüfus oranı, yıllar
içinde inişli ve çıkışlı bir seyir izleyerek 2021 yılında yüzde 3,28 oldu.
Diğer bir ifadeyle Türkiye'de 2021 yılında 2 milyon 777 bin 797 kişi iller
arasında göç etti. Bu nüfusun yüzde 47,5'ini erkekler, yüzde 52,5'ini ise
kadınlar oluşturdu.
NÜFUSUN
YÜZDE 3,7'SİNİN YURT DIŞI DOĞUMLU OLDUĞU GÖRÜLDÜ
Türkiye'de
ikamet eden 84 milyon 680 bin 273 kişinin yüzde 94,9'unun doğum yerinin
Türkiye, yüzde 3,7'sinin ise yurt dışı olduğu görüldü. Doğum yeri
bilinmeyenlerin oranı ise yüzde 1,4 oldu. Diğer yandan ikamet ettiği ilde
doğanların oranı yüzde 63,8 iken ikamet ettikleri ilden farklı bir ilde
doğanların oranının yüzde 31,1 olduğu görüldü.
DOĞUM
YERİ YURT DIŞI OLANLAR İÇİNDE BULGARİSTAN DOĞUMLULAR İLK SIRADA
Türkiye'de
ikamet eden ancak doğum yeri yurt dışı olan 3 milyon 141 bin 351 kişi arasında
Bulgaristan doğumlular yüzde 11,4 ile ilk sırada yer aldı. Bulgaristan'ı
sırasıyla yüzde 10,5 ile Almanya, yüzde 10,4 ile Irak, yüzde 8,8 ile Suriye, yüzde
5,7 ile Afganistan doğumlular izledi.
YABANCI
NÜFUS 2021 YILINDA 1 MİLYON 792 BİN 36 KİŞİ OLDU
Ülkemizde
ikamet eden yabancı nüfus 2021 yılında 1 milyon 792 bin 36 kişi olurken,
bu nüfusun yüzde 49,7'sini erkekler, yüzde 50,3'ünü ise kadınlar oluşturdu.
Türkiye'de ikamet eden yabancı nüfusun vatandaşlık ülkelerine göre dağılımı
incelendiğinde, yüzde 18 ile Irak vatandaşlarının ilk sırada yer aldığı
görüldü. Irak vatandaşlarını sırasıyla yüzde 10,2 ile Afganistan, yüzde 7,2 ile
İran ve yüzde 6,9 ile Türkmenistan vatandaşları takip etti.
ÇEKİRDEK
AİLE BULUNMAYAN HANEHALKLARININ ORANI ARTTI
Türkiye'de
hanehalkı tipleri incelendiğinde, yıllar içinde tek kişilik hanehalkları ile
aralarında eş, anne-çocuk veya baba-çocuk ilişkisi olmayan fertleri içeren;
diğer bir ifadeyle çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan
hanehalklarının oranında artış olduğu gözlendi.
Tek
çekirdek aile olarak ifade edilen, yalnızca eşlerden veya eşler ve
çocuklarından veya tek ebeveyn ve en az bir çocuktan oluşan hanehalkları ile
geniş aile olarak tanımlanan ve en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden
oluşan hanehalklarının oranında yıllar içinde azalma olduğu görüldü.
HANEHALKI
SAYISI 25 MİLYON 329 BİN 833 OLDU
Aralarında
akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın aynı adreste yaşayan bir veya birden
fazla kişiden oluşan topluluk olarak tanımlanan hanehalkı sayısı, Türkiye'de
2014 yılında 21 milyon 91 bin 75 iken 2021 yılında 25 milyon 329 bin 833'e
ulaştı.
ORTALAMA
HANEHALKI BÜYÜKLÜĞÜ 3,23 OLDU
Türkiye'de
2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, yıllar içinde azalma
eğilimi göstererek 2021 yılında 3,23 kişiye düştüğü görüldü.
EN
POPÜLER BEBEK İSMİ ERKEKLERDE YUSUF, KIZLARDA ZEYNEP OLDU
Ülkemizde
2021 yılında doğan bebeklere verilen isimler incelendiğinde, erkeklerde Yusuf,
kızlarda ise Zeynep isminin ilk sırada yer aldığı görüldü. Türkiye nüfusu
içinde cinsiyete göre en çok kullanılan isimler incelendiğinde ise erkeklerde
Mehmet, kadınlarda da Fatma isminin ilk sırada olduğu gözlendi.
HANEHALKLARININ
yüzde 60,7'Sİ KENDİSİNE AİT KONUTTA OTURUYOR
Hanehalklarının
konuttaki mülkiyet durumuna göre dağılımına bakıldığında, yüzde 60,7'sinin
oturduğu konutun sahibi olan, yüzde 27,6'sının kiracı olan, yüzde 8,4'ünün
oturdukları konutun sahibi olmayan fakat kira da ödemeyen ve yüzde 0,9'unun da
lojmanda oturan hanehalklarından oluştuğu görüldü.
İŞGÜCÜNE
KATILMA ORANI YÜZDE 51,9 OLDU
Türkiye'de
15 ve daha yukarı yaştaki nüfusta işgücüne katılma oranı yüzde 51,9 oldu.
Cinsiyete göre incelendiğinde, işgücüne katılma oranının erkeklerde yüzde 69,9,
kadınlarda ise yüzde 34 olduğu görüldü. İstihdam oranına bakıldığında, toplamda
yüzde 46,2, erkeklerde yüzde 63,3 ve kadınlarda ise yüzde 29,2 oldu. Diğer
yandan işsizlik oranının toplamda yüzde 10,9, erkeklerde yüzde 9,4 kadınlarda
ise yüzde 14,1 olduğu görüldü.
İSTİHDAMIN
yüzde 57,7'Sİ HİZMET SEKTÖRÜNDE YER ALDI
İstihdamın
tarım, sanayi ve hizmet olarak üç ana sektöre göre dağılımı incelendiğinde,
toplam istihdam içerisinde yüzde 57,7 ile hizmet sektörünün en yüksek paya
sahip olduğu görüldü. Cinsiyete göre değerlendirildiğinde, erkeklerin yüzde 55,5'i,
kadınların ise yüzde 62,4'ü hizmet sektöründe yer aldı.
İstihdamda
yüzde 26,9 ile ikinci büyük paya sahip olan sanayi sektörünün cinsiyete göre
dağılımı incelendiğinde, erkeklerin yüzde 31,3'ünün, kadınların ise yüzde 17,6'sının
bu sektörde yer aldığı görüldü.
İstihdamda
yüzde 15,4 ile üçüncü büyük paya sahip olan tarım sektörünün cinsiyete göre
dağılımına bakıldığında erkeklerin yüzde 13,2'sinin, kadınların ise yüzde 20'sinin
tarım sektöründe yer aldığı görüldü.
ÜCRETLİ
VEYA YEVMİYELİ OLARAK ÇALIŞANLARIN PAYI YÜZDE 71 OLDU
İstihdamın
işteki duruma göre dağılımı incelendiğinde, toplam istihdam içerisinde ücretli
ve yevmiyeli olarak çalışanların yüzde 71 ile en yüksek paya sahip olduğu
görüldü. Bunu sırasıyla yüzde 15,8 ile kendi hesabına çalışanlar, yüzde 8,5 ile
ücretsiz aile işçileri ve yüzde 4,7 ile işverenler izledi.
Cinsiyete
göre işteki durumun dağılımına bakıldığında, her ikisinde de yüzde 71 ile
ücretli veya yevmiyeli çalışanların ilk sırada olduğu görüldü. Erkeklerde
ikinci sırada yüzde 19,1 ile kendi hesabına çalışanlar yer alırken, kadınlarda yüzde
18,2 ile ücretsiz aile işçisi olarak çalışanlar yer aldı.
KADINLARDA
EN ÖNEMLİ İŞGÜCÜNDE OLMAMA NEDENİ: EV İŞLERİ
Türkiye'de
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde işgücüne dahil olmayan nüfusun
çoğunluğunu yüzde 31,2 ile ev işleriyle meşgul olanlar oluşturdu. Bunu yüzde 18,2
ile eğitim/öğretimine devam edenler, yüzde 16,6 ile emekliler, yüzde 15 ile
çalışamaz halde olanlar izledi. Cinsiyete göre işgücünde olmama nedenleri
incelendiğinde, kadınlarda en önemli nedenin yüzde 45,2 ile ev işleri ile
meşgul olma, erkeklerde ise yüzde 38,6 ile emeklilik olduğu görüldü.
TÜRKİYE'DE
4 KİŞİLİK HANELERİN YÜZDE 47'SİNDE YALNIZCA 1 KİŞİ ÇALIŞIYOR
Hanehalkı
büyüklüğüne göre istihdamdaki kişi sayısı incelendiğinde, yalnız yaşayanların yüzde
60,4'ünün, 2 kişilik hanelerin yüzde 44'ünün, 3 kişilik hanelerin yüzde 14,1'inin
istihdamda yer almadığı görüldü. Diğer yandan 4 kişilik hanelerin yüzde 47'sinde
istihdamda yalnızca 1 kişi, yüzde 34,3'ünde ise 2 kişi olduğu görüldü.
DOĞUM
YERİ YURT DIŞI OLANLARIN İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI YÜZDE 44,3 OLDU
Türkiye'de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde, doğum yeri Türkiye olanların işgücüne katılma oranı toplamda yüzde 52,6, erkeklerde yüzde 70,5 ve kadınlarda yüzde 34,7 oldu. Türkiye'de ikamet eden ancak yurt dışında doğanların işgücüne katılım oranı ise toplamda yüzde 44,3, erkeklerde yüzde 65,1 ve kadınlarda yüzde 25,8 oldu.