‘Şiddete karşı samimiyetle mücadele edeceğiz’

>>>Nazlıaka; “Kadına yönelik şiddet ile çocuğa yönelik istismar vakalarıyla samimiyetle mücadele edeceğiz. Bu davalara bakan özel mahkemeler kuracağız. Katillerin, tecavüzcülerin cezasızlıkla ödüllendiren bu sistemi sonlandıracağız. İlk 5 yıl içerisinde 6 milyon kadına istihdam yaratacağız ve kadınların hayatın içine katılması için bakım destek hizmetleri sunacağız. Kayıt dışılık ile mücadele edeceğiz. Sendikalaşma oranını yükselteceğiz” dedi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Kastamonu’da partisinin il başkanlığında partililer ile bir araya gelerek açıklamalarda bulundu.

CHP’nin iktidara gelmesi halendi hayata geçirilmesi planlanan ‘Aile Destekleri Sigortası’ hakkında bilgi veren Nazlıaka; “Asgari ücret altında geliri olan ya da hiç geliri olmayan vatandaşları refaha ulaştıracak bir sistem. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi emeklilerimizin rahat etmesini sağlayacağız. Aile Destekleri Sigortası’nda ailelere yapılacak olan ödenek ailedeki çocuk, yaşlı, bakıma muhtaç ve engelli sayısına göre artacak. Sigorta kapsamındaki ailelerimizin çocukları kreş döneminden, üniversiteden mezun olana kadar hiçbir ücret ödemeden okuyacak. Yurtlar bu aileler için bedava olacak ve eğitimde fırsat eşitliği sağlanacak” diye konuştu.

İlk Türk Kadın Mitingi’nin 103 yıl önce ilimizde gerçekleştiğini hatırlatan Nazlıaka; “103 yıl önce bugün 3 bine yakın kadın, Kız Öğretmen Okulu önünde bir araya gelip tek yürek oldu ve milli mücadeleye destek vermek için direniş meşalesini yaktılar. O günden bugüne Kastamonulu kadınların ülkemiz tarihindeki yeri her yıl bu anlamlı günde bir kez daha hatırlanır, anılır, şükran duyguları yükseltilir. Ben de Ankara’dan buraya gelip Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını iletmek, hem de böylesine anlamlı bir günde tek yürek olalım diye bu mitinge katılmak ve törene katılmak istemiştim. Ne yazık ki AKP döneminde valiler il başkanı gibi, kaymakamlar ilçe başkanı gibi, bazı muhtarlar da adeta mahalle temsilcileri gibi çalışıyorlar ve gördük ki kadınların günü olan böyle özel bir günde Kadın Kolları Genel Başkanı kürsüye çıkıp konuşmasın diye her türlü dalavere gerçekleştirildi. Kürsü hakkımızın gasp edilmesine asla ve asla katlanamayız” diye konuştu.

“ŞİDDETE SEYİRCİ KALANLARI SANDIĞA GÖMMEYE GELİYORUZ”

Nazlıaka, 10 Aralık 1919 tarihinden bugüne kadınlar olarak örgütlü güçlerini yürütmeye devam ettiklerini dile getirerek; “Cumhuriyet Halk Partisi olarak örgütlü gücümüzle sahalarda olmayı sürdürüyoruz. Her gün ailemize yeni üyeler katıyoruz. Buraya gelmeden önce yeni üye olmuş olan bazı kız kardeşlerimizi ziyaret ettik ve onlara rozetlerini taktık. Bugün bu salonda da yine rozet takacağız ve her gün genişleyen ailemizle birlikte İktidar yürüyüşümüz hızlandıracağız. İktidara geldiğimizde hangi konuda, hangi projeyi uygulayacağı, hangi politikaları hayata geçireceği çok net ve her alanda çözüm önerilerimiz hazır. Birçok projemiz var, AKP’nin ise tek bir projesi var. Nedir bu? 6’lı masayı dağıtmak, ama 6’lı masa inadına her geçen gün daha da adımlarını birbiriyle uyumlaştıran iktidar yürüyüşe devam ediyor. Dolayısıyla AKP bu projesinde de asla ve asla başarılı olamayacak, iktidar yürüyüşümüzü engelleyemeyecek. Bizler AKP’nin kadınlara reva gördüğü bu düzeni değiştirmeye geliyoruz. Her gün en az iki kadın katledilirken her üç kadından birisi şiddet türlerinden en az birine maruz kalırken seyirci kalanları sandığa gömmeye geliyoruz. Bizler istismar edilen çocukların davasında delil yetersizliğim var diye o çocukları delil toplamak için tekrar kendisini istismar eden kişi ile buluşturmak zorunda olan bu düzeni yıkmaya geliyoruz. Çocuk istismarına seyirci kalanları iktidardan indirmeye geliyoruz. Günlerdir karanlığı yaşıyoruz düşünebiliyor musunuz? 6 yaşında bir çocuğa gelinliğe benzer bir kıyafet giydiriyor ve fotoğrafçıya götürülüyor, orada fotoğrafı çekiliyor. Fotoğrafçı, sen ağzını açıp da bir şey diyemedin mi? ‘Çocuktan gelin olmaz, 6 yaşındaki bir çocuğu niye getirdiniz?’ diye soramadın mı? Eş, dost, akraba ağzını açıp da ‘Siz ne yapıyorsunuz, bu bir suç, bu bir işkence, çocuğa yönelik şiddet yapmayın, etmeyin’ diyemediniz mi? Bu çocuk gelinliği giyiyor, ilk istismara uğradığında Kadir İstekli ise şöyle söylüyor; ‘Artık biz de annen ve baban gibi evlendik. Sen benim karımsın, ben de senin kocanım, seninle bazı oyunlar oynayacağız, nasıl annen baban bu oyunları kimseye söylemiyorsa sen de söylemeyeceksin, bu aramızda sır kalacak’ diyor. Adı üstünde çocuk 6 yaşında, oyun zannediyor ve istismarın ne olduğunu anlayamıyor. 13 yaşına geldiğinde nişanlandırılıyor, 14 yaşına geldiğinde ise evlendiriliyor. Yıllar sonra H.K.G. boşanmaya karar veriyor. Boşandıktan sonra bir türlü iddianame hazırlanamıyor ve iddianame iki yıl sonra hazırlanıyor. Ancak hala kendisini istismar eden sapkın eski kocası Kadir İstekli de annesi ve babası da bugün elini kolunu sallayarak aramızda dolaşmaya devam ediyor. 27’şer yıl ceza istemiyle açılıyor dosya ve eğer yürekli bir gazeteci bu konuyu kamuoyunun gündemine sunmasaydı, diğer basın mensupları bu konuyu yaygınlaştırmasaydı belki yine dosyanın üzeri kapatılacaktı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık ağzını açıyor, açıyor ama keşke hiç açmasa; ‘Çocuk istismarı, çocuğa yönelik istismar vakaları siyasetin konusu değildir’ Allah Allah siyasetin konusu ne olabilir? Bundan daha önemli bir siyaset konusu ne olabilir? ‘Bunlar son derece insani ve her zeminde, her toplumda karşılaşılabilecek meseleler’ diyor. Yani bu olayı meşrulaştırmaya, olağanlaştırmaya çalışıyor. Sayın Yanık’ın bu tavrı elbette bizi şaşırtmıyor. Bizler bu dili, bu algı operasyonunu son derece iyi biliyoruz. AKP döneminde öyle bakanlar gördük ki kurdukları cümlelerle tarihin kara sayfalarına geçtiler. Bir bakan çocuğa yönelik istismar vakaları konuşulurken ‘Çocuklara çığlık atmayı öğretin’ demişti. Yine bir başka Bakan ‘Yoksulluk bitti, refahı bölüşüyoruz’ demişti. İstismar vakalarında çocuğun rızasından bahseden Bakan da duydu bu kulaklar, biz bu Bakanı da gördük. Hatta bu kişi şu anda Adalet Bakanı olarak ödüllendirilmiş bir kişidir” ifadelerini kullandı.

“AİLE DESTEKLERİ SİGORTASI REFAHA ULAŞTIRACAK BİR SİSTEM”

Sözlerinin devamında Aile Destekleri Sigortası’ndan bahseden Aylin Nazlıaka, şunları kaydetti; “Asgari ücret altından geliri olan ya da hiç geliri olmayan vatandaşları refaha ulaştıracak bir sistem. Bu sistem emeklileri de düşünüyor. Emekliler için en düşük emekli aylığı asgari ücret tutarında olacak. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi emeklilerimizin rahat etmesini sağlayacağız. Kültür Bakanlığı ile bir protokol yapacağız ve son derece sembolik rakamlar ile seyahat edebileceksiniz. Biliyorum ki emeklilerimiz bayram yaklaştığında kimi zaman evladından para alıp bir taraftan diğer tarafa verip onu torununa harçlık yapıyor. Bütün bunlar sonlanacak. Aile Destekleri Sigortası’nda ailelere yapılacak olan ödenek ailedeki çocuk, yaşlı, bakıma muhtaç ve engelli sayısına göre artacak. Sigorta kapsamındaki ailelerimizin çocukları kreş döneminden, üniversiteden mezun olana kadar hiçbir ücret ödemeden okuyacak. Yurtlar bu aileler için bedava olacak ve eğitimde fırsat eşitliği sağlanacak. Yani Kastamonu’nun merkezindeki bir aile ile herhangi bir ilçesinde bir dış ilçesindeki ailenin evladı aynı seviyede, aynı kalitede eğitim görecek ve hiç şüphesiz laik, çağdaş, bilimsel bir eğitim dönemi yeniden inşa edilecek.

“İLK 5 YIL İÇERİSİNDE 6 MİLYON KADINA İSTİHDAM YARATACAĞIZ”

İktidara gelirlerse ilk 24 saatte İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe koyacaklarını savunan Nazlıaka; “Kadına yönelik şiddet ile çocuğa yönelik istismar vakalarıyla samimiyetle mücadele edeceğiz. Bu davalara bakan özel mahkemeler kuracağız. Katillerin, tecavüzcülerin cezasızlıkla ödüllendiren bu sistemi sonlandıracağız. İlk 5 yıl içerisinde 6 milyon kadına istihdam yaratacağız ve kadınların hayatın içine katılması için bakım destek hizmetleri sunacağız. Kayıt dışılık ile mücadele edeceğiz. Sendikalaşma oranını yükselteceğiz. Türkiye'de kadınların sendikalaşma oranı yüzde 8’lerde. 10 kadın 4’ü kayıt dışı çalışıyor. Bunu da sonlandıracağız. Dünya Ekonomik Forumu her yıl toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ilgili olarak bir rapor hazırlıyor. Ne yazık ki Türkiye her birkaç basamak daha aşağıya iniyor. Geçtiğimiz sene Türkiye 156 ülke içerisinde 133’üncü sıradaydı ve daha da fenası tam eşit bir Türkiye için 152 yıla ihtiyaç olduğu tespitinde bulundular. Cumhuriyetimiz ilan edilmeden önce kadınlar nüfus sayımında bile sayılmıyordu. Dolayısıyla o zaman Dünya Ekonomik Forumu böyle bir araştırma yapsaydı, Türkiye’nin tam eşitlik için binlerce yıla ihtiyacı olduğunu söyleyecekti ama Devrimci bir lider geldi ve hızla kadınları güçlendiren politikaları hayata geçirdi. Kadınların seçme seçilme hakkı kazanmasından medeni kanununda yapılan değişikliklere, iş kanununda yapılan değişikliklerden kadını hayatın her alanında var eden ekonomik, sosyal, kültürel statüsüne yükselten eğitimdeki reformlarla birlikte her türlü uygulamayı tek tek hayata geçirdi. Şimdi gene bir devrim zamanı. Seçimlerde gene bir lider gelecek ve bir devrim yapacak ve o devrimlerle yeniden eşit bir Türkiye inşası gerçekleşecek. Bunun olabilmesi için sizlerin örgütlü gücüne ihtiyacımız var. Bunun olabilmesi için birlik beraberlik içinde çalışmamıza ihtiyaç var. Hep birlikte bir kez daha yüreklerimizi birleştirelim ve eşit, demokratik bir Türkiye’yi hep beraber inşa edelim” diyerek sözlerini sonlandırdı.